Türkiye genelinde olduğu gibi Bandırma’da da kamu çalışanları, ekonomik ve özlük haklarının iyileştirilmesi amacıyla iş bırakma eylemi yaptı. ASİM-SEN, BASK, HÜR-SEN, KESK ve BİRLEŞİK KAMU-İŞ Konfederasyonları ile bağlı sendikaların öncülüğünde düzenlenen eylemde, kamu çalışanları Bandırma Öğretmenevi’nde toplandı ve Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü.
Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan basın açıklamasında, kamu çalışanlarının ücretlerinin insanca yaşanacak bir düzeye yükseltilmesi ve güvenceli çalışma şartlarının sağlanması gerektiği vurgulandı. Eyleme destek verenler arasında Bandırma Belediye Başkan Yardımcısı Niyazi Yeloğlu, Bandırma Kent Konseyi Başkanı Dr. Murat Ergöz, CHP Bandırma İlçe Başkanı Mehmet Atak, CHP Bandırma İlçe Örgütü ve emekli sendikaları yer aldı. Sendikalar, hükümete seslenerek kamu emekçileriyle gerçek bir toplu sözleşme masasına oturulması ve beklenen zamların 15 Ocak tarihine kadar hayata geçirilmesi çağrısında bulundu. Eyleme katılan sendika temsilcileri, taleplerin karşılanmaması halinde birleşik mücadeleyi daha da büyüteceklerini belirterek, “Onurlu bir yaşam için haklarımızı savunmaya devam edeceğiz.” mesajını verdi.
“EMEKÇİLERE VE EMEKLİLERE EKMEK YOKSA, İKTİDARA DA HUZUR YOK”
KESK adına açıklama yapan Eğitim Sen Bandırma Şube Temsilcisi Bülent Akhan, “Tüm kamu çalışanlarımızın ücretlerinin, diğer ekonomik ve özlük haklarının her geçen yıl, onurlu insanca yaşanacak bir gelir düzeyinden ve güvenceli çalışma yaşamından uzaklaşıp, açlık ve sefalet düzeyine doğru sürüklenmesine karşı bir araya geldik. Son olarak, maaşlarımızın belirlenmesinde ölçüt olarak kullanılan TÜİK’in yıllık enflasyonu, yüzde 44,38 olarak kamuoyuna açıklaması, yaşadığımız çarşı, pazar ve mutfak enflasyonundan ne kadar uzak durduğunun en önemli kanıtıdır. Bizler, gerçeği ve bilimi ters yüz eden bu siyasal illüzyona ve sefalet ücret dayatmasına boyun eğmeyeceğiz. Bu doğrultuda, milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisinin yaşam şartlarını her geçen gün daha da katlanılmaz kılan; vergide adaletsizliğe, bizleri kayıt dışı çalıştırma mantığına mahkum eden, ek ve yan ödemelerimizin taban ve emekli aylıklarımıza dahil edilmediği ve bu sebeple emekli aylıklarımızda yüzde 55’e varan kayıplarımıza karşı iş bırakıyoruz. Bu adaletsiz düzenin bedelini neden yıllardır biz emekçiler ödüyoruz? Sermayeye teslim olmayacağız. Emeğimizin değersizleştirilmesine bir kez daha karşı çıkmak için alandayız. Bizleri yoksulluğa karşı güvencesiz bırakan politikalara direnmek için bugün iş bırakıyoruz. Geçinemiyoruz. Tüm emekçiler adına eşit işe eşit ücret istiyoruz. Emekçilere ve emeklilere ekmek yoksa, patronlara ve iktidara da huzur yok.” dedi.
“Emeğimizin değersizleştirilmesine ve yoksullaştırılmamıza karşı iş bırakıyoruz”
Hür Sen Konfederasyonu adına Hürriyet Eğitim Sen Bandırma Şube Temsilcisi Ali Cem, “Emeğimizin değersizleştirilmesine ve yoksullaştırılmamıza karşı iş bırakıyoruz. Kamu emekçilerine reva görülen bu sefalet zammı utanç verici bir durumdadır. Alın teri ve emeğin yok sayıldığı bu düzene başkaldırıyoruz. Hakkımızı alana kadar alanlarda mücadele edeceğiz. Kamu çalışanlarının talepleri karşılanmadığı sürece mücadelemize devam edeceğiz.” diye konuştu.
“BU TALAN DÜZENİNİN DEĞİŞMESİ İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Kamu çalışanlarının taleplerini dile getiren Birleşik Kamu İş konfederasyonu adına Eğitim-İş Bandırma Temsilcisi Serdar Polat, “Halkın alın teriyle oluşturulan kamu kaynaklarının, halkın refahı yerine rant projelerine ve yandaş şirketlerin kasalarına akıtılması, vicdanları yaralayan bir haksızlıktır. Halk, yokluk içinde yaşam mücadelesi verirken, kaynakların bir avuç yandaşa peşkeş çekilmesine göz yummayacak ve bu talan düzeninin değişmesi için mücadeleye devam edeceğiz. Artık tükendik! Hakkımız olanı talep etmek için buradayız: Ancak, en düşük memur maaşına yüzde 100 zam yapılmasıyla insan onuruna yaraşır asgari bir ücret seviyesine ulaşılacaktır. Asgari ücret işçi sendikaları ve konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir komisyon tarafından belirlenmelidir. Kadın emekçilerin üretim sürecine eşit koşullarda katılabilmesi için iş yerlerinde ücretsiz kreşler açılmalıdır. Bu adım, yalnızca kadınların ekonomik özgürlüklerine katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine de güç kazandıracaktır. Halkın sırtına yüklenen adaletsiz vergiler, emekçinin alın terine yapılan açık bir gasp haline gelmiştir. Vergi adaleti sağlanmalı, ücretli çalışanların vergi dilimi yüzde 15’e sabitlenmeli, temel ihtiyaçlara uygulanan dolaylı vergiler kaldırılmalıdır. Yandaş sendikaların dilenci gibi refah payı talebine karşı, gerçek bir toplu sözleşme mutabakatı sağlanmalıdır. Alacağımız her zam taban aylığımıza ve emekliliğimize yansıtılmalıdır. İşverenin güdümünde olmayan, bağımsız kamu emekçileri konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir toplu sözleşme sistemi şarttır! Eşit işe eşit ücret talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz! Kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulmalıdır.” dedi.