Acıbadem Ankara Hastanesi Kadın Doğum Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Rana Karayalçın, kadınlarda sıkça görülen miyom hastalığı ve tedavisine ilişkin açıklamalarda bulundu. Karayalçın, adet kanamalarının artmasına ve kansızlığa neden olan miyom tedavisinin ise halk arasında ‘kapalı’ olarak bilinen laparoskopik cerrahi ile yapıldığına dikkat çekti. Cerrahi işlemin ardından ise hastanın ağrı oranının azaldığını ve yaklaşık 1 gün içerisinde normal hayata dönebileceğini kaydeden Karayalçın, estetik açıdan da hastaların herhangi bir sorun yaşamadığını aktardı.
“Her beş kadından bir tanesinde miyom var”
Karayalçın, miyom hastalığının oldukça sık görülen bir hastalık olduğunu belirterek, “Yaklaşık olarak her beş kadından bir tanesinde miyom var. Miyomların neden oluştuğunu bilmiyoruz. Ancak kadınlık hormonları olarak bilinen östrojen ve progesterona duyarlılar. Bu nedenle gebelikte büyüyorlar, menopoz döneminde de küçülüyorlar. Bazı kişiler genetik olarak miyoma yatkınlık gösteriyor. Bu nedenle annesinde, teyzesinde ve kız kardeşinde miyom olanlarda miyom görülme sıklığı daha fazla” açıklamasında bulundu.
“Miyomlar nedeniyle hastalar hamile kalmakta sorun yaşayabiliyor”
Miyomların sebep olduğu rahatsızlıklara değinen Karayalçın, “Öncelikle kanamaya sebep olabiliyorlar. Miyomun sayısı, büyüklüğü ve yeri çok önemli. Eğer rahim iç dokusuna doğru büyümüşse genellikle adet kanamalarının fazla olması, adet kanamalarının aralarında da kanamalar olması, bol pıhtılı kanama, kansızlık gibi şikayetlere yol açabiliyor. Yine miyomlar nedeniyle hastalar hamile kalmakta sorun yaşayabiliyor. Eğer miyomla beraber gebe kalırsa gebelikte düşük,
erken doğum ve doğum sonrası kanamalar daha sık görülüyor. O nedenle özellikle düzensiz âdet kanamaları olan kadınların mutlaka jinekolog muayene olması gereklidir. “ifadelerine yer verdi.
Hastanın tanısının ultrasonografi ile koyulduğu bilgisini de paylaşan Karayalçın, Jinekolojik muayenenin önemine dikkati çekti. Karayalçın, “Miyomların yeri, büyüklüğü ve sayısını ameliyat öncesi tespit etmek bizim için çok faydalı oluyor” dedi.
“Miyom tedavisinde laparoskopik cerrahiyi tercih ediyoruz”
Miyom hastalığının tedavisi hakkında da bilgi veren Karayalçın, şu ifadelere yer verdi:
“Miyom tedavisinde laparoskopik cerrahiyi tercih ediyoruz. Çünkü laparoskopik cerrahide hem taburculuk süresi kısalıyor, enfeksiyon ve kanama oranı düşüyor. O nedenle miyomların tedavisinde laparoskopik cerrahi tercih ediyoruz. Eğer rahimi almamızı gerektiren durum varsa yine bunda da laparoskopik cerrahi yapıyoruz. Çünkü yara izi çok küçük oluyor. Dediğim gibi kanama az, enfeksiyon az, hastanede kalma süresi az. Ve hastaların normal hayatlarına dönmeleri çok hızlı oluyor. Miyomlarda medikal tedaviyi ancak miyom çok büyükse, ameliyat öncesi miyomu küçültmek amacıyla kullanıyoruz. Çünkü bu ilaçlar kişileri menopoza sokuyorlar. Ve o dönemde miyom küçülüyor ama bu ilacı kullanmayı bıraktığınızda büyüyor. O nedenle miyomların tedavisini cerrahi olarak yapıyoruz.”
“Kasık ağrısı, karında bası hissi, sık idrara çıkma gibi şikayetleri olanlar kadın doğum doktoruna başvurmalı”
Hastalara genellikle yılda bir kez jinekolojik muayene yaptırmalarını öneren Karayalçın, “Düzensiz kanama, kasık ağrısı, karında bası hissi, sık idrara çıkma, şikayetleri olan hastaların erkenden kadın doğum doktoruna başvurup, tedavilerini olmalarını öneriyoruz” şeklinde konuştu.
“Laparoskopik cerrahi işlemiyle yapılan ameliyatımdan birkaç saat sonra yürümeye başladım”
Miyom hastalığını geçiren ve laparoskopik cerrahi işlemi ile tedavi olan Selin Altun Toprak, hastalık sürecini aktararak, “Kasık ağrısı ve sık idrarı çıkma şikayetleriyle başvurmuştum. Orada birkaç doktora görünmeme rağmen tam tanı konulamadı. Ben de hocama başvurdum. Burada ilk muayenemde tanım konuldu. Sonrası ameliyat dışında başka bir seçeneğimin de olmadığını miyomumun yerinden ve boyutundan dolayı alınması gerektiği söylendi. Bir hafta sonra ameliyat oldum. Ameliyat sürecim de çok rahat geçti. Ben biraz böyle çevreden duyduklarımdan panik halde annemle gelmiştim. Ama o geceyi de rahat geçirdim. Ameliyat sonrasını da rahat geçirdim. Yürümemde, oturup kalkmamda, herhangi bir günlük işimi yaparken sıkıntı yaşayacağımı düşünmüştüm ama ameliyattan birkaç saat sonra yürümeye başladım. Günlük aktivitelerime döndüm. Yine de bir ameliyat geçirdiğim için dikkat ediyordum. Ama oldukça kolay ve rahat bir süreç geçirdim” diye konuştu.
Ameliyattan sonra normal hayatına çok çabuk döndüğünün altını çizen Toprak, laparoskopik cerrahi işlemin ardından hastaneden yürüyerek çıktığını dile getirdi.
“Hamileliğimin başında da miyomlar yüzünden kanamalarım oldu”
Bir diğer hasta olan Gizem Yayla ise çok uzun seneler önce karın ağrısıyla kasıkta ağrı aşırı kanama uzun süren kanamalar ve şişkinlik ağrılarımdan dolayı hastaneye başvurduğunu kaydetti. Yayla, “Miyomum olduğunu öğrendikten sonra özellikle her sene kontrollerimize geliyordum. Bundan yaklaşık 11 sene önce hamileliğimde miyomlarla ilgili bir sıkıntı yaşadım. Hamileliğimin başında da miyonlar yüzünden kanamalarım oldu. O yüzden hamilelikte daha sıkı kontroller yaşadım. Akabinde doğumum sağlıklı gerçekleşti ama doğumun üzerine de bütün tıbbi medikal tedavileri denedik. Ancak kanamalarım nedeniyle sürekli demir tedavisi almak zorunda kaldım.
Bu yüzden de ameliyat yoluna gittik” ifadelerine yer verdi.
“Laparoskopik ameliyat sayesinde ameliyatımın akşamında ayağa kalktım ertesi günü ise hastaneden çıktım”
Yayla, ameliyatının özellikle kapalı laparoskopik cerrahi ile yapılmasını istediğinin altını çizerek, “Çünkü laparoskopik ameliyatlarda iyileşme sürecinin daha hızlı olduğunu biliyorum. Laparoskopik ameliyatı olmasının faydası şu; benim ameliyattan sonraki 7. Günüm. Ameliyat günü ayaktaydım, ertesi gün de hastaneden çıktım. Normal hayatıma bir hafta içerisinde döndüm” açıklamasında bulundu.
Yayla, ameliyattın ardından herhangi bir ameliyat izinin bulunmadığını da sözlerine ekledi.