Bandırma Kent Konseyi adına tahsis edilen çadır standa, sadece Kent Konseyi’nin bayrakları asılmış olmasına rağmen Ergöz tarafından kullanılmadı. Bu durum, etkinliğe katılan yazarlar ve festivalin genel başarısı açısından düşündürücü bir tablo oluşturdu.
Ergöz’ün standı kullanmama kararı, yalnızca kişisel bir tercihin ötesinde bir tepki olarak algılanıyor. Festivalin ruhuna, yerel kültüre ve toplumsal iletişime hizmet eden bir etkinlikte, standın boş kalması, Kent Konseyi’nin temsil ettiği değerlerle çelişiyor. Kent Konseyi’nin amacı, yerel halkın ve yazarların sesini duyurmak, edebiyatın yaygınlaşmasına katkıda bulunmak olmalıdır. Ancak Ergöz’ün bu tutumu, eleştirinin ötesinde bir kayıtsızlık olarak değerlendirilebilir.
Belediye yetkililerinin, Ergöz’ün standı kullanmadığını fark etmesi ve çadırı diğer yazarların kullanımına sunması, bu durumu telafi etme çabasıdır. Ancak bu durum, Ergöz’ün tavırlarının sonuçlarıyla yüzleşmekten kaçındığı izlenimini yaratıyor. Kendi görüşlerini ifade etme hakkına sahip olan Ergöz, bu hakkını daha yapıcı bir biçimde kullanmalıydı. Standı kullanmamayı tercih etmek yerine, bu durumu Kent Konseyi’nin çıkarları doğrultusunda bir diyalogla çözebilirdi.
Sonuç olarak, bu tür organizasyonlarda iletişimin ve iş birliğinin önemi yadsınamaz. Ergöz’ün standı kullanmayarak gösterdiği tepki, yerel yönetim ile topluluk arasındaki ilişkilerde daha fazla gerginliğe yol açabilir. Kent Konseyi’nin etkinliklerde aktif rol alması, yerel kültürü desteklemesi ve bu tür anlaşmazlıkları diyalogla çözmesi gerektiği unutulmamalıdır. Bandırma, kültürel zenginliğiyle ön planda olan bir şehir olarak, bu tür durumları aşabilmek için daha yapıcı bir yaklaşım benimsemelidir.