Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki toplantı, yaklaşık 3 saat sürdü. Toplantı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Türkiye ayağına ve iradesine vurulan zincirleri tek tek parçalamaktadır. Kararlı bir şekilde hedefleri gerçekleştiriyoruz. Türkiye, dünya meselelerinin seyrini değiştiren barışçı ve aktif politikalarıyla tarihe yön vermekte, hem kendi hem insanlık tarihini yeniden yazmaktadır. Bugün dünden daha güçlüyüz, yarın çok daha iyi yerlerde olacağız. Milletimizi sığ sulara hapsetmek isteyen vizyonsuzlara inat umudu büyütmeye devam edeceğiz. 24 bin 559 yuvamızı daha hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik. Öğreci burs ve kredi tutarlarını yüzde 50 artırdık. Yüksek lisansta 4 bin lira olan miktarı 6 bin liraya, doktora öğrencilerimiz için 6 bin lira olan tutarı 9 bin liraya çıkardık. Yeni burs miktarlarının öğrenci ve ailelerine hayırlı olmasını dilerim.”
SURİYE’DEKİ GELİŞMELER
“Komşumuz Suriye’de 13 yıl süren savaş dün itibarıyla yeni bir boyut kazandı. 61 yıldır zorbalıkla süren Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü. Yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rifat ve Münbiç’in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Eski rejimin kimi şehirleri bölücü terör örgütünün Suriye uzantılarına bırakması aralarındaki kirli ittifakı bir kez daha teyid etmiştir. Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi son ana kadar umudunu terk etmemiştir. Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş, ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiştir. Esad arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği, 12 milyon insanın göç etmek zorunda kaldığı, birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını savunduk. Haksızlığa karşı sesimizi yükseltmekten çekinmedik. Şam asıl sahiplerinin eline geçti. Suriye halkı bizim kardeşimiz, can dostumuz. Kalbimizin bir yarısı Gaziantep, Hatay, Şanlıurfa ise diğer yarısı Afrin’dir, Halep’tir, Hama’dır, Humus’tur, Şam’dır. Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır. Biz bu konuya hep vicdan penceresinden baktık, hep merhamet nazarından yaklaştık. Türk milleti kara günlerinde Suriyeli mazlumlara kucak açmasının izzetini bir şeref payesi olarak ebediyen taşıyacaktır. Suriyeli kardeşlerimiz canını kurtarmak için bizim canımızı çaldı. Az değil 4.5 milyon Suriyeli bizim evimizde misafir oldu. Şimdi sayısı 2.9’a düşen Suriyelilere 13 yıl boyunca ensarlık yaptık. Bunu şikayet ederek değil, memnuniyetle yerine getirdik. Suriyeli kardeşlerimizin 13 yılan vatan hasreti artık yavaş yavaş son bulacaktır. Suriye istikarara kavuştukça güvenli ve düzenli geri dönüşler de artacaktır. Yayladağı sınır kapısını geçişlere açıyoruz. Muhacirlerin gönüllü geri dönüş sürecini tarihimize, kültürümüze, ev sahipliğimize yaraşır şekilde yöneteceğiz. Suriye’de karanlık dönem kapandı. Türkiye’nin başka ülke toprağında gözü yok. Suriye Suriyelilerindir. Bize düşen yeniden kalkmalarına destek olmak.”