Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ERDEK’TE SKANDAL: KORUMA ALTINDAKİ ÖNEMLİ TÜR KATLEDİLDİ!

Balıkesir’in Erdek ilçesinde yapılan

Balıkesir’in Erdek ilçesinde yapılan plaj temizliği sırasında koruma altındaki deniz çayırları kepçelerle sökülerek kıyıya yığıldı. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, yaşanan olaya tepki göstererek sorumluların derhal tespit edilmesini ve haklarında gerekli yasal işlemin yapılmasını istedi.

Erdek’e bağlı Narlı Mahallesi’nde yapılan plaj temizliği sırasında, koruma altındaki önemli türler arasında bulunan deniz çayırlarının kepçelerle sökülerek kıyıya yığıldığı ortaya çıktı. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, binlerce kök deniz çayırının yanı sıra koruma altındaki pinalar da dahil deniz canlılarının zarar gördüğünü belirtti. Marmara Denizi’nde hayati öneme sahip olan deniz çayırlarının korunması gerektiğini vurgulayan Sarı, yetkililerin olayı inceleyip sorumluları tespit ederek gerekli yasal işlemleri başlatmasını talep etti.

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı,Korunan türler arasında yer alan deniz çayırları, Erdek Narlı Mahallesi’nde plaj temizliği adı altında kepçelerle sökülerek kıyıya yığıldı. Uyaran vatandaşlara aldırış etmeden gün boyunca sürdürülen katliam esnasında binlerce kök deniz çayırı söküldü. İçlerinde yaşayan ve yine koruma altında bulunan pinalar dahil sayısız deniz canlısına zarar verildi.

Marmara Denizi’nde dört tür deniz çayırı yaşamakta olup, Akdeniz’e endemik Posidonia oceanica türü sadece Paşalimanı Adası ve Narlı Mahallesi kıyılarında çok sınırlı bir alanda yaşayabilmektedir. Deniz çayırları, tür fark etmeksizin kıyısal alanda tüm deniz canlıları için barınak, beslenme, üreme ve saklanma alanı olarak hayati önemdedir. Diğer taraftan deniz çayırları denizin akciğerleri olarak bilinir ve 1 m² deniz çayırı alanı günlük ortalama 10 litre civarında oksijen üretir. Deniz çayırları sedimenti tutarak suyu berraklaştırır, kıyısal alanı dalga erozyonundan korur. Karbonu tutarak iklim krizine karşı mücadeleye katkı verir. Tüm bu özellikleri nedeniyle bütün dünyada ve ülkemizde deniz çayırları koruma altındadır.

Marmara Denizi 2021 yılında yaşanan müsilaj felaketinden sonra adalar da dahil olmak üzere Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiş, her türlü kıyısal işlem doğrudan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının iznine bağlanmıştır. Müsilaj sonrası yapılan bilimsel çalışmalar derinlerde oksijenin azaldığını, bu yüzden köpek balığı ve vatoz gibi derinlerde yaşayan türlerin de kıyılara doğru geldiğini göstermektedir. Yani Marmara Denizi oksijen krizine maruz bir deniz olma yolunda ilerlemektedir. Bu yüzden deniz ekosisteminde oksijeni artıran, oksijen üreten deniz çayırlarının korunması yönünde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü projeler gerçekleştirmektir. Yani devlet, deniz çayırları korunsun diye şu zor ekonomik şartlarda para harcamaktadır.

Eğer daha berrak plaj istiyorsak, bunun yolu deniz çayırlarını sökmek değil, korumaktır. Zira deniz çayırları bulanıklık yapan askıdaki partikülleri tutarak suyu berraklaştırır. Diğer taraftan deniz çayırları, 1 saatte 6 litre deniz suyunu filtre eden pinaların en önemli yaşam alanıdır. Deniz çayırlarına verilen her zarar, denizin oksijen üretim kapasitesinin azaltılması ve doğrudan oksijensiz bölgelerin genişlemesine yardımdır. Plajda ayağına deniz çayırı değdiğinde rahatsız olanlar, denize girerken basit bir deniz patiği giyerek önlem alabilir.

Erdek Narlı Mahallesi İskelesi solunda kalan plaj bölgesinde 29-30 Haziran 2024 tarihinde gerçekleşen deniz çayırı katliamı tam bir şuursuzluk örneğidir. Bunu hiçbir kamu kurumunun yapmayacağı açıktır. Zira bu konuda ilgili Bakanlığa bir izin talebinde bulunulmamıştır. Çayır düşmanlarının bilinçli bir şekilde hafta sonunu tercih ettikleri anlaşılmaktadır. İlgili kamu kurumlarının denetim görevi mesai saatleriyle sınırlı değildir. Bu durum derhal incelenerek sorumlular tespit edilmeli ve haklarında gerekli yasal işlem yapılarak kamuoyu bilgilendirilmelidir,” dedi.