Hayvancılıkta yem maliyetleri durmuyor. Bununla baş edemeyen üreticiler çareyi kesimde buluyor. Uzun bir süredir süt inekleri bile maliyet kaynaklı kesime giderken bunun etkisi şimdi de üretimde görüldü. Son 3 yılda toplanan inek sütü miktarı Kasım 2022’de en kötü seviyesini kaydetmişti. Şimdi de 2023 Şubat seviyesine doğru düşüş başladı. Temmuzda toplanan süt miktarı 836 bin tonun altına indi.
Türkiye’de artan maliyetler üreticileri de zor duruma sokuyor. Özellikle hayvancılıkta yem maliyetleri durmaz iken bununla baş edemeyen üreticiler çareyi kesimde buluyor. Uzun bir süredir süt inekleri bile maliyet kaynaklı kesime giderken bunun etkisi şimdi de süt üretiminde görülüyor. Son 3 yılda toplanan inek sütü miktarı Kasım 2022’de en kötü seviyesini kaydetmişti. Şimdi de 2023 Şubat seviyesine doğru düşüş başlıyor. Besiciler de daha önce artan maliyetleri işaret ederek ‘kesime gidersek içecek süt bulamayız’ uyarısı yapmıştı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 Temmuz’a ilişkin Süt ve Süt Üretimi verisini açıkladı. Buna göre, ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,9 azaldı; 2023 Ocak-Temmuz döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3 arttı. Temmuzda bir önceki yılın aynı ayına göre ayran üretimi yüzde 16,3, inek peyniri üretimi yüzde 16, tereyağı üretimi yüzde 16 ve yoğurt üretimi yüzde 14,4 artarken; içme sütü üretimi yüzde 19,8 azaldı. Bir önceki ay 866 bin 632 ton olan ticari süt işletmelerince toplanan inek sütü miktarı Temmuz ayında yüzde 3,6 azalarak 835 bin 773 ton oldu. Bir önceki ay 105 bin 140 ton olan içme sütü üretimi temmuzda yüzde 2,8 azalarak 102 bin 203 ton olarak gerçekleşti.
Ocak-Temmuz döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre, inek peyniri üretimi yüzde 9,4, ayran üretimi yüzde 7,5 ve yoğurt üretimi yüzde 2,3 artarken; tereyağı üretimi yüzde 11,8 ve içme sütü üretimi yüzde 1,4 azaldı.
DÜVELER BİLE MEZBAHAYA GİTTİ
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, besiciliğin en önemli giderlerinden olan yeme son 8 ay içinde beş kez zam geldiğine dikkat çekerek, Ulusal Süt Konseyi’nin 11 lira 50 kuruş olarak açıkladığı çiğ süt alım fiyatının yeterli olmadığını söyledi. Gürer, “Gerekirse yemi sübvanse etmeliyiz. Aksi halde yem fiyatı düşmez, yem fiyatı yüksek olunca raftaki fiyatta yükselir. Raftaki fiyat ne kadar yükselirse yükselsin, üretici kâr etmez, tüketici de ucuza ürün bulamaz” dedi.
Gürer şöyle devam etti:
“Küçük işletmelerin sütü saklama olanağı yok. Sağım sonrası hemen elden çıkması gerekir ve köylerde bulunan aracılar bu çiğ sütleri toplar. Süt fiyatı düşük kalınca çok sayıda süt inekçiliği yapan, ineğini kesime verdi. Düveler bile kesime gitti, bir düve ile oluşacak 3-5 yavru olasılığı da ortadan kalktı. Böyle olunca ithal hayvan getiriliyor. İthal hayvan geldiği zaman, üreticinin sattığı hayvanın yerine aynı fiyatla yenisini alma şansı olmadığı için ahırlar boşalıyor. Şu anda köylerde ahırların çoğu boşaldı.”
1 LİTRE SÜT İÇİN 1.5 KİLO YEME İHTİYAÇ VAR
Ömer Fethi Gürer yem maliyetleriyle ilgili şunları söyledi:
“Yem gideri ile süt geliri arasındaki denge sağlanamaz ise sıkıntı büyür. 1 litre süt ile 1,5 kilogram yem alınabilmeli, aksi takdirde üretici zarar eder. Böyle olunca da hayvanlar kesime gider. Hayvan sayısı azalır. Yem giderleri düşürülmediği sürece süt üreticisinin de tüketicinin de mağduriyet yaşamaya devam edeceğini belirten Gürer, “Yem fiyatlarının düşürülmesi için üreticinin desteklenmesi gerekir. Geçen yıl 13 milyon tona yakın yem ithal etmişiz. İthalat yerine kendi üreticimize yem ürettirmeliyiz. Gerekirse yemi sübvanse etmeliyiz. Aksi halde yem fiyatı düşmez, yem fiyatı yüksek olunca raftaki fiyatta yükselir. Raftaki fiyat ne kadar yükselirse yükselsin, üretici kâr etmez, tüketici de ucuza ürün bulamaz.”
ÜRETİM MALİYETLERİMİZ PATLADI
Çiğ süt üreticisi Mustafa Kaya “Bizim girdi maliyetlerimiz birçok resmi rakamla uyuşmuyor. Hayvancılıkta girdi maliyeti yüzde 150-200 arası artmış gözüküyor ancak bizim yaşadığımız enflasyon yüzde 300 civarında ama ürettiğimiz sütteki artış yüzde 100 oranında kaldı, şimdi biz nasıl ayakta kalalım? Devlet üreticiyi enflasyonun nedeni gibi görüyor bu nedenle bizim üzerimize baskı kuruyor oysa biz enflasyonun ne nedeni ne sonucuyuz biz enflasyonun mağduruyuz. Bizim girdilerimiz üç katına kadar arttı. En kolay örneği mazot bugün 40 lira.”
‘SÜTE ZAM YAPILMASIN YEMİN FİYATI DURSUN’
Eski Ulusal Süt Konseyi (USK) Başkanı Harun Çallı “Üreticilerimizin en büyük sorunlarından biri, başta yem fiyatları olmak üzere süt üretim maliyetindeki artış. Hem yem ham maddelerinin uluslararası fiyatlarındaki artış hem de döviz kurundaki yükseliş içeride yem fiyatlarına artış olarak yansıyor. Bu husustaki raporlarımızı Tarım ve Orman Bakanlığına düzenli olarak sunuyoruz. Üreticilerimizin bu konudaki beklentisi, süte zam yapılmasından ziyade yem fiyatlarındaki artışın önüne geçilmesi” dedi.
‘GELİR VE GİDER BİRBİRİNİ KARŞILAMIYOR’
62 yaşında olan süt üreticisi Ali Bostancı, 45 yıldır ailesiyle birlikte süt üreticiliği yapıyor. Bostancı, gelir ve giderlerin birbirini karşılamadığını söyledi. Bostancı, yem ve diğer girdi maliyetlerinin artmasıyla birlikte hayvan sayısını azalttığını belirterek “Süt üreticisi olarak, her yıl bir önceki yılı arar hale geldik” dedi. Bostancı, “Süt para etmediği için çevremdeki üreticilerin yaklaşık yüzde 60’ı, hayvanlarını kesime göndermek zorunda kaldı. Üretici kollanmadığı sürece, süt üretimi geriye gider. Böyle giderse, süt ithalatı gündeme gelir. İthalat, devletin ve ülkenin zararınadır. Süt üretiminde dışarıya bağımlı olunmaması adına, maliyetler geri çekilmeli ve süt üreticilerine destek verilmeli” diye konuştu. Bostancı, “Süt fiyatları yüksek, üretici para kazanıyor” şeklindeki söylemlere tepki göstererek şunları söyledi: “Elde ettiğimiz kazançlar, maliyetleri dahi karşılamıyor.”