Mahşer Yeri Bandırma
Eylül 1922’de Bandırma
1 Eylül’den itibaren Karacabey , Kirmasti ( Kemalpaşa ) , Gönen , Manyas hattı Balıkesir ve civarındaki yerli Rumlar Bandırma’ya doluşmağa başladılar . Trenler hiç durmadan ardı ardına hareket ederek Balıkesir ve yol kenarına toplanan Rum ve Ermenileri taşımaya çalışıyordu . İç taraflardan Yunan jandarmalarının islâm ahaliyi zorlayarak temin ettiği öküz , manda ve at arabaları da tıklım tıklım dolu olarak Bandırma’ya geliyor , yükleriyle birlikte Rumları Limana boşaltıyorlardı . Limanda Averof zırhlısı ve pek çok nakliye gemisine binen Rumlar gemilere dolunca yakın adalara götürülüp boşaltılıyordu . Bandırma limanı mahşer yeri gibi karmakarışıktı . Yüzlerce yıldır bu topraklarda Türklerin korumasında sulh içinde rahat yaşayan bu insanlar hiç akıllarına gelmeyen bu durum karşısında şaşkın ve öfkeliydiler .
Çocuklar , genç kızlar ne yapacaklarını bilemez bir halde ağlaşıyorlar : ” Ah , mama mutipathame ? ” ( Ah anacığım , ne oldu bize ? ) diye bağrışıyorlar , itiş kakış arasında gemilere binmeğe , eşyalarını yüklemeğe çalışıyorlardı .
Bu karışıklıklar arasında Yunan İşgal Komutanlığı Bandırma Türkleri için sokağa çıkma yasağı ilân etti . Ekmek almak için bile dışarı çıkanları , Bandırma’lı İslâm ahalinin ileri gelenlerini toplayarak deniz kıyısında bir arazinin etrafını tel örgü ile çevirip buraya doldurdular . Kemalpaşa ve Karacabey Rumlarını taşıyan arabacıları da buraya getirdiler . Kısa sürede bu toplama kampında yüzlerce kişi toplandılar . Sadece günde bir kere bir araba ile peksimet getirip atıyorlardı . Herkes aç olduğundan peksimetleri kapmağa çalışıyor , ezilenler , dövülenler oluyor , pek çoğu da aç kalıyordu .
Burada en kıymetli madde tütündü . Sigara tiryakileri çok acı çekiyor , bir sigaradan bir nefes çekmek için bile sırtındaki ceketi çıkarıp verebiliyordu . Su orada bulunan bir bostan kuyusundan ip bağlanmış fes atarak temin ediliyordu . Yağan yağmur her tarafı islatmıştı . Oturacak yatacak yer yoktu .
16 Eylül günü burada birkaç bin kişi toplanmıştı . Saat öğleden sonra 6’da silahlı Yunan askerleri burada toplanmış olan Türkleri iki sıra yaparak şehre indirdiler . Sahilden getirilen Türkler Haydar Çavuş Camii’ne dolduruldular . Gece olmuştu . Limandaki gemiler projektörlerini camiye çevirmiş , aydınlatıyorlardı . Yunanlılar caminin pek çok yerine tahrip kalıpları , dinamitler yerleştirerek ateşlediler . Caminin etrafındaki silahlı Yunan askerleri kendilerine bir zarar gelmesin diye çekilince pencereden bakarak durumun farkına varan birisi camide bulunan diğer Türklere bildirince hep beraber dışarı kaçtılar . Cami tamamen boşaldıktan birkaç dakika sonra havaya uçtu . Bu sırada Bandırma’da kalan bazı Rum fedailer şehrin farklı yerlerine ateş atarak yangın çıkardılar . Pek çok ev tamamen yandı .
Milli Mücadelede Son Kurşun kitabından ..