Kalp krizi her zaman ani göğüs ağrısıyla gelmeyebilir. Bazı durumlarda, hastalar yalnızca kol ya da bacaklarda güç kaybı, halsizlik veya çene ağrısı gibi belirtilerle doktora başvurabiliyor. Medicana Sağlık Grubu Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sebahattin Ateşal, kalp krizinin klasik belirtileri dışında da kendini gösterebileceğini belirterek uyarıda bulundu: “Göğüste sıkışma, baskı ve ağırlık hissi gibi durumlar kalp krizi habercisi olabilir.”
BASİT EFORLARDA DAHİ NEFES DARLIĞI CİDDİYE ALINMALI
Günlük yaşamda hafif eforla ortaya çıkan nefes darlığı, çabuk yorulma, çarpıntı, boyun ve çeneye vuran ağrılar, kalbin yeterince kanlanmadığını gösterebilir. Bu belirtilere kol ve bacaklarda güç kaybı, baş dönmesi, bayılma, kalp atışlarında düzensizlik, cilt renginde solukluk, vücutta ödem ve geçmeyen öksürük gibi durumlar eşlik ediyorsa mutlaka kalp sağlığı kontrol altına alınmalıdır.
KONTROLLER 20 YAŞINDA BAŞLAMALI, 60 YAŞTAN SONRA YILLIK OLMALI
Prof. Dr. Ateşal, kalp hastalıklarının erken tespiti için kontrollerin genç yaşlarda başlaması gerektiğini vurguladı.
“20-40 yaş arası bireyler beş yılda bir, 40 yaşından sonra ise bir ila iki yılda bir kontrol yaptırmalı. 60 yaşından sonra ise her yıl düzenli muayene şart. Bu kontrollerde kan basıncı, kan şekeri, kolesterol değerleri, kalp ultrasonu ve eforlu EKG gibi tetkiklerin yer alması gerekiyor” dedi.
Ailesinde kalp rahatsızlığı öyküsü bulunan bireylerde bu taramaların daha erken yaşlarda başlaması gerektiğini hatırlatan Ateşal, “Özellikle stent, bypass, enfarktüs geçirmiş ya da ani kalp ölümü yaşamış yakınları olan bireylerde 20’li yaşlardan itibaren düzenli takip büyük önem taşıyor” diye konuştu.