Günlük yaşantımızın kaçınılmaz bir parçası olarak kabul edilen stresin en büyük yükünü cildimizin çektiğini biliyor muydunuz? Cilt Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Burhan Engin, işte bu nedenle tetiklenen cilt hastalıklarına dikkat çekti.
Derimiz, vücudumuzun en büyük organıdır ve çevresel faktörlere karşı bir bariyer görevi görür. Bu bariyer, aynı zamanda ruhsal sağlığın da aynasıdır. Özellikle stresin cilde ağır tablolarla yansıyabildiğini belirten Cilt Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Burhan Engin, ”Vücutta hormonal birtakım değişikliklere yol açan, bağışıklık sisteminin fonksiyonlarını etkileyen stres deri bariyerinin işlevini bozan en önemli nedenlerden biridir” dedi ve yol açtığı cilt hastalarını şöyle sıraladı:
ZONA: Gece yanığı adıyla da bilinen genellikle ileri yaşlarda sıklıkla gövdede önce kızarıklık sonra içi sıvı dolu ağrılı keseciklerle görülen viral bir cilt hastalığıdır. Hastalığı; bağışıklığı baskılayan durumlar, kronik hastalıklar, kanser, kemoterapi veya AIDS gibi ağır enfeksiyonlar kadar aşırı stres de tetikler.
AKNE: Stres, vücuttaki inflamasyonu ve derideki yağ üretimini artırır. Bu da, inatçı ve daha geniş alanları kaplayan akne (sivilce) oluşumuyla kendini gösterir. Aynı zamanda stres, hormonal dengesizliklere yol açabilir ve hormonal sivilce oluşumunu artırabilir.
ÜRTİKER: Ciltte kızarıklık, kaşıntı ve kabarcıkların oluştuğu bir cilt hastalığıdır. Stres ve psikolojik sorunlar ürtikere yol açan en önemli nedenler arasındadır.
EGZAMA VE SEDEF: Her iki hastalık da ağır bir stresle tetiklenebilir. Stresin etkisi altında daha da kötüleşebilir. Bu deri hastalıkları; kaşıntı, kızarıklık ve deri kuruluğu gibi belirtilerle kendini gösterir. Stres, bu belirtilerin şiddetini artırabilir ve hastalığın kontrolünü zorlaştırabilir. Üstelik “nörotik ekskoriasyon” adı verilen, “deri yolma bozukluğu” hastalığının temelinde yer alan stres, bu kez, inatçı kaşıntı hissi ve kabuk tutan deri döküntüsü ile karşımıza çıkabilir. Klinikte birçok hastalıkla karışabildiğinden bu kısır döngünün kırılması, stres yönetiminde tedavinin ana basamağını oluşturur.
VİTİLİGO: Deriye rengini melanin adlı madde verir. Bu maddeyi üreten hücreler melanosit adını alır. Melanositlerin çeşitli nedenlerle hasar görmesi ise ciltte beyaz lekelerle ortaya çıkan vitiligo hastalığına yol açar. Genetik, otoimmün hastalıklar ve güneş yanığının yanı sıra aşırı stres de vitiligoyu tetikleyen nedenler arasında gösterilmektedir.
HIZLI YAŞLANMA: Yaşlanma süreci, şüphesiz yaşamımızın önüne geçemeyeceğimiz bir parçası. Ancak, stres, bu süreci hızlandırabilir. Sahnedeki gizli düşman; serbest radikal oluşumunun artırılması ile; deri hücrelerinin hasarlanmasına neden olur. Daha erken yaşta kırışıklık oluşumu ve deri elastikiyetinin kaybı, hem kozmetik hem de zihinsel bir yük oluşturarak bu kısır döngüyü başlatmaktadır.
SAÇ DÖKÜLMESİ: Saç, fiziksel görünümümüzün önemli bir parçasıdır ve saç sağlığını korumak herkesin arzusudur. Ancak, stres, saç bozukluklarına da yol açabilen önemli bir faktördür. Saç dökülmesine, saç tellerinde incelmeye ve saç beyazlamasına yol açabilir.
SAÇ KIRAN: Genellikle saçlarda ve sakal bölgesinde yuvarlak dökülmeler halinde ortaya çıkan bir deri hastalığıdır. Saçkıran (alopesi) nadiren kronik hastalıklar ya da tiroit problemleri nedeniyle de ortaya çıkarken, genellikle strese bağlı olarak gelişir.
ETKİLERİ KİŞİDEN KİŞİYE DEĞİŞİR
Bilimsel araştırmalar, stres ve deri sağlığı arasındaki bağlantıyı daha iyi anlamamıza yardımcı olmaktadır ancak her bireyin bu etkileri farklı şekillerde deneyimlediğini unutmamak önemlidir. Çünkü her bireyin genetik yapısı, yaşam tarzı ve deri tipi farklıdır ki bu faktörlerin etkisi altında stresin deri üzerine etkisi değişebilir. Deri sağlığını korumak ve stresin olumsuz etkilerini en aza indirmek için uzman bir dermatoloğa başvurmak, birçok deri hastalığının alevlenmesini veya ortaya çıkmasını önlemek adına yapılabilecek en doğru adımdır.