Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

TAGEM yılda 80’den fazla projeyle çiftçinin hizmetinde

Tarım ve Orman Bakanlığına

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), 49 enstitü ve binlerce personeliyle Türk tarım ve hayvancılığının daha ileri seviyelere ulaşması için projeler üretiyor.

Balıkesir’in Bandırma ilçesindeki Koyunculuk Araştırma Enstitüsünü ziyaret eden TAGEM Genel Müdürü Türker, AA muhabirine, çok büyük bir AR-GE kuruluşu olduklarını söyledi.

Türkiye’de tarım sektörüyle ilgili bitki ve hayvan sağlığından su ürünlerine, tarım teknolojilerinden mekanizasyona kadar 11 alanda AR-GE çalışması yürüttüklerini belirten Türker, şöyle devam etti:

“TAGEM’in çok muazzam bir kapasitesi var, dünyada da ilk 10 arasındayız. 49 araştırma enstitümüz, 2 bin 300 araştırmacımız var. Enstitülerimiz içinde 10’u ülkesel, 13’ü bölgesel ve 26’sı da konu bazlıdır. TAGEM’de 44 doçentimiz, 615 de doktorasını yapmış araştırmacımız var. 300’ün üzerinde laboratuvarımız var ve çok güçlü bir kadroya sahibiz. 12 araştırma enstitümüzde hayvancılıkla ilgili ıslah ve AR-GE çalışmaları yürütüyoruz. Bunlarda üniversitelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla ve AR-GE yetkisi verdiğimiz kurumlarla da çalışıyoruz.”

Hayvan ırklarının geliştirilmesiyle ilgili projeler

Türker, hayvan ırklarını koruma altına alarak et ve süt verimi yüksek ırkları geliştirdiklerini vurguladı.

Her yıl 80’in üzerinde proje ürettiklerini aktaran Türker, “Hayvancılık Genel Müdürlüğümüzün istekleri doğrultusunda güdümlü projeler yürütüyoruz. Ülkemizin ve sektörümüzün ihtiyacı olan çeşitli ırkların geliştirilmesi konusunda çok sayıda projemiz var. Aynı zamanda uluslararası araştırma kuruluşlarıyla da çalışıyoruz, üniversitelerdeki hocalarımızın hazırladığı projeleri destekliyoruz, dolayısıyla çok yönlü bir çalışma içindeyiz.” diye konuştu.

Türker, yerli ve milli ırk çalışmalarının sürdüğünü dile getirdi.

Tamamen yerli ve milli imkanlarla geliştirdikleri “Anadolu-T” tavuk ırkıyla beyaz et sektörünün geleceğinin garanti altına alınacağını anlatan Türker, şu bilgileri verdi:

“Yumurtacı tavuklarla ilgili de yerli ırklarımız var, bunları geliştirme noktasında da çalışmalarımız var. Büyükbaş hayvancılık konusunda da Afyon Kocatepe Üniversitesi ile geliştirdiğimiz yerli ırklarımız var. Büyükbaşla ilgili geçen yıl ilk defa embriyo transferi ve satışını gerçekleştirdik. Bu açıdan da son derece başarılı uygulamalarımız söz konusudur. Hayvan ırklarının ıslah edilmesi noktasında üretilen spermaların tüm Türkiye’deki hayvanların tohumlanmasında kullanılarak sektördeki verimliliği, kaliteyi artıracak AR-GE çalışmalarımız artarak devam ediyor.”

“36 derecenin üzerindeki her 1 derecelik artış, hayvanın et ve süt verimini olumsuz etkiliyor”

Metin Türker, iklim değişikliğinin hayvan sağlığını olumsuz etkilediğine dikkati çekti.

Bu konuda aşı üretilmesinden gıdaya kadar bütün süreçlerde çalışmalar yaptıklarına değinen Türker, “36 derecenin üzerindeki her 1 derecelik artış, hayvanın et ve süt verimini olumsuz etkiliyor, hayvanları strese sokuyor. Bu açıdan hayvan sağlığıyla ilgili çözümlere yönelik de projeler yürütüyoruz.” ifadesini kullandı.

TAGEM’i “Tarım ve Orman Bakanlığının TÜBİTAK’ı” olarak nitelendirdiklerini aktaran Türker, TÜBİTAK ile de önemli çalışmalar yaptıklarını belirtti.

Tarım sektörünün tüm alanlarıyla ilgili projeler yürüttüklerini, AR-GE destek programları kapsamında üniversitelerden uzmanlarla, yatırımcılarla ticarete konu olacak projelere destek verdiklerini dile getiren Türker, sözlerini şöyle tamamladı:

“Özel sektörle de uyumlu çalışıyoruz. Özel sektöre, ‘Varsa projeniz gelin laboratuvarlarımızı size açalım, araştırmacılarımızla beraber çalışalım, yeni ürünler geliştirelim.’ diyoruz. İlgili genel müdürlüklerin taleplerini yerine getirmek üzere güdümlü projeler üretiyoruz. Uluslararası projelerden en fazla faydalanan kurum da yine TAGEM’in enstitüleridir. Bu açıdan da çok sayıda araştırmacımız hem kendilerini geliştiriyor hem de dünyayı çok daha yakından takip ediyor. Yüksek lisans ve doktora öğrencilerimizi yurt dışına gönderiyoruz. Bu şekilde yurt dışındaki üniversitelerde yüksek lisans ve doktora yaptırmak suretiyle araştırmacı kadrolarımızın kurumsal kabiliyetini de artırıyoruz.”