Verilere göre, 65 yaş ve üzeri nüfus son beş yılda yüzde 20,7 artarak 9 milyon 112 bin 298 kişiye ulaştı. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı yüzde 10,6 olarak belirlendi.
TÜİK projeksiyonlarına göre, yaşlı nüfus oranı 2030 yılında yüzde 13,5, 2060’da yüzde 27 ve 2100’de yüzde 33,6’ya ulaşacak.
Türkiye’nin aktif yaşlanma endeksi 2024’te 29,7 olarak hesaplandı. Bu değer, Avrupa Birliği ortalaması olan 36,8’in altında kalsa da bir önceki yıla göre artış gösterdi.
Bölgesel dağılımda en yüksek AYE değeri 33,3 ile Doğu Karadeniz Bölgesi’nde ölçüldü. Batı Marmara ve Kuzeydoğu Anadolu bölgeleri de yüksek endeks değerleriyle öne çıktı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi ise 26,9 ile son sırada yer aldı.
Cinsiyet bazında bakıldığında, erkeklerin aktif yaşlanma endeksi 34,5 olurken, kadınların endeksi 25,3 olarak kaydedildi. Cinsiyet farkının en yüksek olduğu bölge Ortadoğu Anadolu oldu.
İstihdam bileşeni endeksi 2024 yılında 27,6 olarak gerçekleşti. Doğu Karadeniz 42,2 ile en yüksek istihdam endeksine sahip bölge olurken, Batı Anadolu 22,3 ile en düşük değeri aldı.
Topluma katılım bileşeni 12,5 olarak belirlenirken, İstanbul bu alanda en yüksek değere sahip il oldu.
Bağımsız, sağlıklı ve güvenli yaşam bileşeni Türkiye genelinde 65 olarak hesaplandı. Ege Bölgesi en yüksek, Güneydoğu Anadolu ise en düşük değere sahip bölgeler oldu.
Aktif yaşlanma için kapasite ve elverişli ortam bileşeni ise 46,1 olarak kaydedildi. Doğu Marmara 51,1 ile en yüksek değere sahip olurken, Güneydoğu Anadolu 38,9 ile son sırada yer aldı.
TÜİK’in yayımladığı veriler, Türkiye’nin yaşlanan nüfusu ile birlikte yaşam kalitesinde bölgesel farklılıkların sürdüğünü ortaya koydu.